12 Nisan 2012 Perşembe

HİÇ KİMSE ALLAH’TAN DAHA MERHAMETLİ DEĞİLDİR

http://sabrikontek.azbuz.com : (:) “Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim.” (Maide süresi: 3) Biz Müslümanlar tamamlanmış bir dine iman etmişiz. İslam’ın hiçbir eksikliği yoktur. Hayatımızın her alanında İslamî hükümler mevcuttur. Teşevvüşe düşeceğimiz hiçbir durum söz konusu değildir, elhamdülillah. Fakat bir bakıyoruz ki, bir kısım insanlar İslami meselelerde fütursuzca hüküm yürütüyor, kafalarına göre bidatler ihdas ediyorlar. Bilindiği gibi bir insan eğer İslam akidesi üzerinde ölmüşse onun hiçbir günahına bakılmaz. Namazı kılınır ve Müslüman mezarlığına defnedilir. Bir Müslüman için ardından kılınan namazın ve cemaatin ellerini açıp yaptığı duaların onun affına vesile olması umulur. Eğer bir insan, Müslüman bir ailenin çocuğu olmasına rağmen irtidat etmiş yani dininden dönmüşse onun cenaze namazı kılınmaz ve cesedi de Müslüman mezarlığına defnedilmez. Hatta ailesine başsağlığına gidildiği vakit taziyesi dahi Müslüman’ın taziyesinde farklı bir ifade biçimiyle yapılır. Hiç kimse Allah u Teala’ dan daha merhametli değildir. Eğer bir kişi İslam dininden dönmüşse artık hiç kimsenin çıkıp da o kişiye rahmet dilemesi ve ardından namaz kılıp, dua etmesi mümkün değildir. Eğer bir insanın ağzından inkâr sözleri sadır olmuşsa veya bir sanatçı-yazar-politikacı vs. duruşu ve söylemleriyle hayatı boyunca İslam’a saldırmış, ardından da “ben tevbe ettim ben Müslüman’ ım” gibi açık bir ifadesi de yoksa ona kâfir muamelesi yapılır. Yani namazı kılınmaz, Müslüman mezarlığına da defnedilmez. Bütün bu kural ve kaideler fıkhımızda açık seçik ifade edilmişken, insanlar neden hala kafalarından hüküm üretirler? Neden Allah (c.c.)’tan daha merhametli olma rolüne soyunurlar? Öte yandan -sanki ateistlerin namazını kılmaya çok meraklıymışız gibi- birilerinin çıkıp;“Neden bir ateistin vasiyeti yerine getirilmiyor. Cesedinin yakılmasını isteyen bir ateiste neden namazlı-dualı cenaze tertipleniyor?” demesinin de geçerliliği yoktur. Çünkü mantık açısından ateistlerin vasiyette bulunmaya hakları yoktur. Ne de olsa vasiyet, ahret inancıyla alakalıdır. Ölmüşleriyle ahrette kavuşacaklarını umanlar onların vasiyetlerini yerine getirmeye özen gösterirler. Ateistler ise öldükleri zaman hayvan misali toprağa karışıp gübre olacaklarını sanmaktadırlar. Öyleyse bu caka nedir? Bu ülkede Müslüman- Ehli Kitap ortak geleneğine göre cenazeler toprağa gömülür. Müslümanların cenazesi camiden, namaz kılınarak uğurlanır. Ehli kitabın da kilise veya havradan… Ateistlerinki sessiz sedasız herhangi bir toprak parçasına gömülebilir. Ölümü yokluk sayanların vasiyetleri varmış diye havayı insan cesedinin kokusuyla kirletmenin ne gereği var? Cenazelerin nasıl defnedileceğini dinler belirler. İnsanlar kendi aklınca defin adeti icad edemezler. Yoksa her kalına gelen bir adet çıkarırsa, mesela “benim cesedimi buzdolabında saklayın,”“benim ölümü mumyalayıp bir meydanda sergileyin,” “benim cenazemi altınla kaplayın…” dese, bunun sonu gelir mi? Bu tarz sözlerle cenaze yakılmalarını bir ateizm propagandasına dönüştürmelerinin hiçbir haklılığı bulunmamaktadır.