2 Mart 2018 Cuma

Erkek Çocuklarımızı Yetiştirirken

Gönül meyvelerimiz, evlatlarımızı İslam ahlakıyla yetiştirmek bir Müslümanın en önemli vazifelerinden biridir. Ümmetin geleceği anne babalara emanettir. Gelecek nesillerin Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin ahlakına göre terbiye edilmesi, asla ihmale dilmemesi gereken bir kulluk vazifesidir. Ümmetin geleceği için, erkek olsun, kız olsun her bir çocuğumuzun en güzel şekilde yetişmesi gerekmektedir. Bugün bu yazıda bilhassa erkek çocuklarımızın yetiştirilmesinin önemine dikkat çekmek istiyoruz. Çünkü Anadolu insanı genellikle kız çocuklarına karşı daha korumacı olduğu halde, “Nasıl olsa erkektir, bir şey olmaz,” diye düşünebiliyor. Mesela kız çocuğunun okuldan çıkınca hemen eve gelmesine dikkat ediyor ama erkek çocuk dışarıda uzun zaman geçiriyor. Hem de anne babası çocuğun nerede, kimlerle ne yaptığını bilmiyor. Yeşilay’ın raporlarına göre, zaten yaratılış olarak daha hareketli, cesaretli, dikkat çekmeyi seven, heyecan ve maceraya düşkün olan erkek çocukları, yasaklanmış ve riskli şeyleri denemeye daha eğilimli oluyorlar. Ailelerin de serbest bırakmasıyla çok daha fazla alkol uyuşturucu kullanımı, şiddete başvurma, çeşitli suçlar işleme, okulu bırakma, evden kaçma, mafya veya terör gibi oluşumlara katılma gibi yanlışlara sürükleniyorlar. Bunun tam zıddı bir başka tehlike ise erkek çocukların miskin, gayesiz, asosyal, internet bağımlısı, her bakımdan beceriksiz ve sorumsuz olması; yaşça büyüdüğü halde hala çocukça davranması. Böyle kişiler de iş ve evlilik hayatını sürdüremiyor; yanlış kararlar veriyor veya hiçbir karar veremiyor. Eski zamanlarda çok nadir görülen bu tablolar her geçen gün yaygınlaşıyor. Bu durum kadınların da erkekleri güvenilmez bulmasını ve kendi ayakları üzerinde durma ihtiyacını hissetmesini beraberinde getiriyor. Kısacası erkekler adeta kadınsı bir şekilde, hissi ve zayıf bir profil sergiledikçe kadınlar da erkekleşiyor. Bu kısır döngünün aşılması için erkek çocuklarımızı, kendi kabiliyetlerini güzel gayeler için kullanıp geliştirecek şekilde, sorumlu, azimli, gayretli ve sebatkar bir şekilde yetiştirmemiz gerekiyor. Elbette bu konuda babalara çok iş düşüyor. Babalar İyi Örnek Olmalı Çocuk eğitiminde en önemli hususun örnek olmak olduğunu biliyoruz. Çocuklarımıza sorumlu, gayeli ve çalışkan bir erkek olma eğitimi verirken de en önemli husus, onlara bu hususta güzel örnek olmaktır. Birçok çocuğun kötü alışkanlıklarının temelinde, babanın da böyle alışkanlıklarla ailesini mağdur eden kişiler olduğu gerçeğini görüyoruz. Hatta baba çocuğunu içki almak için alışverişe gönderiyor. Normalde on sekiz yaşından küçüklere satılmaması gerektiği halde, birçok dükkândan küçük yaşta çocuklar alkollü içkiler alabiliyor. Bugün babasına alan çocuk elbette yarın kendisine de alabiliyor. Bu sebeple alkollü içkilerin küçüklere satışını gerçekten önlemek için tek çare, bunları bakkal, market, büfe gibi her köşe başında değil ancak özel dükkânlarda satmak. Elbette tamamen yasaklansa çok daha doğru olur ama hiç değilse bu tedbir alınmalı. Unutmamalıyız ki, alkolün çocuklara satılmaması, onun yanlış bir alışkanlık olduğunun anlaşılmasını sağlamıyor. Aksine alkol kullanımının bir “büyüme sembolü” veya bir “erkeklik alameti” gibi görülmesine sebep oluyor. Birçok genç, babası alkol kullanmasa da, genç arkadaşlarıyla bir araya gelişlerinde alkol kullanıyor. Çünkü birçok sosyal faaliyet alkolle özdeşleştiriliyor. Mesela futbol maçı seyredilirken şu içilir, mangal partisi yapılınca yanında şu iyi gider, kızlı erkekli partilerde şu içecekler ısmarlanır… gibi… Anadolu’dan büyük şehirlere göç etmiş ailelerin çocukları, üzerlerindeki yoksulluk, köylülük, eziklik psikolojisini atmak için özenti davranışlara eğilimli oluyor. Bunu saç tıraşından giyim kuşam tercihlerine kadar birçok davranışta görebiliyoruz. Birçok çocuk arkadaş çevresinde kabul görmek için ailesinin değerlerine aykırı olan alışkanlıklara eğilim gösteriyor. Çünkü kendisini bu koca şehirde yalnız ve güçsüz hissediyor. Bir arkadaş grubuna kabul edilmekle bu histen kurtulmaya çalışıyor. İşte çocuk ve gençlerimizi etkileyen bu psikolojik durumun farkında olmamız ve bu sorunlara doğru çözüm yolları bulmamız gerekiyor. Maalesef büyük şehirlere göç eden ailelerin çoğunda babalar ailenin geçimini sağlamak için çok çalışıyor, çoluk çocukla ilgilenme görevini tamamen annenin omuzlarına bırakıyor. Oysa anneler çocuğun karşı karşıya kaldığı sorunları, ya bilmiyor veya bunlara çözüm bulma imkanından mahrum. Bazen de babası kızmasın, dövmesin diye saklıyor; yalan söylüyor. Oysa bu şekilde çocuğuna merhamet etmiş olmuyor, ona zarar vermiş oluyor. Bu sebeple babalar sadece para kazanmaya kendini adamamalı, çocuklarıyla, bilhassa erkek çocuklarıyla ilgilenmeli. İlgilenirken onun çocuk olduğunu unutmamalı, aradaki ilişkiye zarar verecek kadar veya çocuğun aileden iyice uzaklaşmasına sebep olacak şekilde sert davranmamalı. Anneler de babayla çocuğun ilişkisini desteklemeli. Bir yandan çocuğa saygıyı, edebi telkin ederken bir yandan da babayı merhametli ve sabırlı olmaya teşvik etmeli. En önemli konu, çocuğun saygısını kazanmaktır. Erkek çocuklar büyürken, kendilerine örnek alacağı bir yetişkin erkek modeline ihtiyaç duyarlar. Çocuğun babasını örnek almaya değer bir yetişkin erkek olarak görmesi için, babanın saygın ve itibarlı bir insan olmaya dikkat etmesi çok önemlidir. Küçükken erkek çocuklar babalarını sever ve onlarla övünürler. Çocuğun gözünde baba, saygı duyulan otoritelerin bir temsilcisi durumundadır. Ama büyüdükçe babayı eleştirmeye başlar. Eğer babanın saygınlık ve itibarına zarar veren kötü alışkanlıkları ve davranışları varsa çocuk ona saygı duymaz. Kısacası, çocuklara iyi örnek olabilmek, bütün bir aile hayatımıza, davranışlarımıza özen göstermeyi gerektirmektedir. Anne babalar önce kendini yetiştirmeli, yanlışları varsa düzeltmelidir. Bir Müslümana yakışmayan davranışlar gösteren babaların, kendisine karşı saygısız davranıyor diye çocuklarına bağırıp hakaret etmesi, ceza vermesi hiçbir sorunu çözmez. Aksine bu davranışlar çocuğun aile ile bağlarına zarar vererek sorunu ağırlaştırır. Demek ki, biz şuurlu ve gayretli bir Müslüman olarak çocuğumuzun saygısını kazanmazsak sadece öğüt vermekle onu eğitip yetiştirmiş olmayız. Bununla birlikte öğüt vermemiz de gereksiz ve faydasız değildir. Nasihat Etmeli Günümüzde bazı batı kaynaklı psikoloji akımları, anne babalara “Çocuklar nasihat dinlemekten hoşlanmaz. Onları serbest bırakmak lazım,” manasında sözler söyleyebiliyorlar. Evet, insanın nefsani tarafı nasihat dinlemekten hoşlanmaz. Bilhassa zamanımızda bozuk fikir akımları ve edebsizliği öven medya araçları, çocuklarımıza olumsuz tesir edebilir. Çocuklarımıza nasihat ettiğimizde yüzlerinde hoşlanmaz bir ifade de görebiliriz. Ancak bu bizi yıldırmamalıdır. Çocukların yaratılışları farklı farklıdır. Eğitim tarzımızın da bu farklılığa uygun olması gerekir. Tabiri caizse damara göre şerbet vermeyi bilmelidir. Bazı çocuklar, akıllıdır, bilgiye önem verir. Böyle çocukları ilmi delillerle ikna etmek gerekir. Bunun için babalar kitap okumalı, kendini yetiştirmeli çocuğunun saygısını kazanacak şekilde akıllıca ve ilmi bir şekilde konuşabilmelidir. Bazı çocuklar ise duygusaldır, kendini sevdirmeye önem verir. Böyle çocuklara tesir etmek kolaydır. Güzel davranışlarını fark etmek, ondan ilgi ve sevgiyi esirgememek, çabasını takdir etmek çocuğun iyi davranmasını sağlar. Erkek çocuklarının birçoğu şahsiyetine düşkündür. Böyleleri biraz sert mizaçlı ve inatçıdır. Böyle çocuklar kendilerini ispat etmekten hoşlanır. Babalarının onlara vereceği vazifeleri başarıp aferin almak hoşlarına gider. Kısacası her çocuğun bir mizacı vardır ve onlara ulaşmak için bir yol bulunur. Zamanımızda, gerek sokak çevresi, gerek internette yaygın olan kültür çocuklarımızı anne babaya karşı saygısızlığa sevk edebiliyor. Elbette saygısız davranışları olan, ikaz edildiği zaman hemen tepki gösteren, asi tavırlı çocuklarla iletişim daha zordur. Bu durumda anne babanın kendi aralarında iş birliği yaparak çocuğa saygıyı öğretmeleri gerekir. Bilhassa anneler, babanın evdeki konumunu sağlamlaştırmalı, böylece çocuğun da babalık makamına saygı duymasını sağlamalıdır. Ülkemizde çekirdek aileye geçişle birlikte komşuluk ve akrabalık ilişkilerimizin azalması da, çocukların insan ilişkilerini öğrenme şansını yok ediyor. Eskiden baba işleriyle meşgul olsa da büyük babalar, mahallenin saygıdeğer büyükleri, cami hocası ve benzeri kişiler çocuklarla ilgilenirdi. Zamanımızda çocuklar okul ve sokak dışında sadece anneyle ve annenin çevresiyle zaman geçiriyor. Anne ise ne kadar dindar, iyi ahlaklı olsa da erkek çocuk için örnek teşkil etmiyor. “O kadın, hem de ev kadını. Ancak ev işlerini bilir, erkek işinden ne anlar!” nazarıyla bakılıyor. Erkek çocuklarla ilgili sık yapılan bir hata da şu; çoğu aileler erkek çocuklarının geleceği konusunda sadece alacağı diplomayı ve kazanacağı dünyevi imkanları önemsiyor. Bu sebeple çocukların sadece ders başarısıyla ilgileniliyor. Bilhassa babalar çocuğun sadece dersleriyle ilgileniyor ve ona okul başarısı oranında değer veriyor gibi görünüyor. Bu da doğru değil. Tarihe geçen başarılara imza atmış nice insan var ki, okulda başarısız kabul ediliyordu. Okul başarısı her şey değil. Liderlik ruhu, güçlü şahsiyeti, sağlam iradesi olan nice insan var ki, diplomalı elemanlara iş veriyor. Bu sebeple çocukların kendine ait özelliklerini geliştirmesi için onlara değer verilmeli. En önemlisi de, asıl başarının Allah'ın katındaki sevap ve dereceleri kazanmak olduğu unutulmamalı. Elbette erkek çocuğu terbiye etmek, kız çocuk yetiştirmekten daha farklıdır. Erkek çocukların daha hareketli olması normaldir. Çok nazik ve ince düşünceli olmaması da anlayışla karşılanabilir. Bunun gibi bazı hususlarda erkeklerin üzerine fazla gitmemek, şahsiyetini rencide etmemek iyi olur. Ama bundan hareket ederek kötü davranışlarına da göz yumulmamalıdır. Sanki erkeklik, ahlaksız olabilme imtiyazı gibi görülmemelidir. Aksine, Allah-u Zülcelâl erkeklere kadınlara oranla fazladan görevler yüklemiştir, bunları başaracak şekilde daha iradeli, azimli olmaları gerekir. Ümmeti asıl yüceltecek olanlar iyi yetişmiş erkeklerdir. Kadınlar da ancak erkeklerin güven veren himayesi altında asli vazifesini yapabilir. Bu sebeple erkek çocuklarımızı iyi yetiştirmeye özen göstermeliyiz.