31 Mayıs 2012 Perşembe

Somuncu baba (şeyh hamid-i velî)

http://sabrikontek.azbuz.com : (:) ŞEYH HAMİD-İ VELÎ (SOMUNCU BABA) (1331-1412) Asıl adı Hamid Hamidüddin'dir. Somuncu Baba olarak da bilinen Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri, Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezid Han zamanında yaşamıştır. Miladi 1331 tarihinde Kayseri'nin Akçakaya köyünde doğmuştur. Anadolu'yu manevi fetih için gelen Horasan erenlerinden Şemseddin Musa Kayseri'nin oğludur. Soyu Peygamber Efendimiz (s.a.s)'e ulaşır, 24. kuşaktan torunudur, Seyyiddir. Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri ilk tahsilini babası Şemseddin Musa Kayseri'den almıştır. Bilge kişiliği olan Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri, ilim alanındaki çalışmalarını Şam, Tebriz ve Erdebil'de sürdürmüştür. Alaaddin Erdebili'den ve Bayezid-i Bistami'nin ruhaniyetinden manevi terbiye almıştır. Dini ve dünyevi ilimlerle ilgili icazet alarak, irşad vazifesi için Anadolu'ya dönmüş Bursa'ya yerleşmiştir. Bursa'da çilehanesinin yanında yaptırdığı ekmek fırınında somun pişirip çarşı pazar dolaşarak "Somunlar Müminler" nidasıyla insanlara ekmek dağıtmıştır. Bu sebeple Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri, Somuncu Baba ve Ekmekçi Koca olarak da tanınmıştır. Zamanın Padişahı Yıldırım Beyazıd Han Niğbolu zaferini kazanınca Allah'a şükür nişanesi olarak Bursa Ulu Camiini yaptırmıştır. Ulu Cami’nin açılış hutbesini Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri okumuş, hutbede Fatiha Suresini yedi farklı şekilde yorumlamıştır. Bu olağanüstü hutbeyi dinleyen cemaat Şeyh Hamid-i Veli Hazretlerine büyük bir teveccüh ve tazim göstermiştir. Manevi kişiliği ve bilgelik yönü ortaya çıkan Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri şöhretten korktuğu için talebeleriyle birlikte Bursa'dan ayrılarak Aksaray'a gelmiştir. Aksaray'da Hacı Bayramı Veli Hazretlerini dünyaya ve ahirete ait ilimlerde eğiterek yetiştirmiş, irşad vazifesi için Ankara'ya görevlendirmiştir. Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri, 1412 (h. 815) tarihinde Darende’de ebedi âleme göç etmiştir. Kabri şerifleri, kendi zamanında halvethane olarak kullanılan, misk ü anber kokulu, şimdiki Şeyh Hamid-i Veli Camii içerisinde olup, estetik yapılı cevizden oyma sanduka ile de kaplıdır. Şeyh Hamid-i Veli Hazretlerinin Yusuf Hakiki ve Halil Taybi adında iki oğlu bilinmektedir. Yusuf Hakiki Aksaray'da kalarak burada vefat etmiştir. Diğer oğlu Halil Taybi ise, hacdan döndükten sonra babası ile birlikte Darende'ye gelerek yerleşmiş ve burada vefat etmiştir. Kabri şerifleri Şeyh Hamid-i Veli Hazretlerinin yanındadır. Talebeleri: Somuncu Baba Hazretleri ve en meşhur talebesi Hacı Bayram Veli'nin Osmanlı Devletinde yeni Anadolu ve Rumeli üzerinde çok büyük etkileri vardır. Osmanlı kültürünü etkileyen bu önemli simaların hizmetlerini ve kültürümüze katkılarını anlamak için yetiştirmiş oldukları bazı isimleri zikretmemiz gerekir. Böylece kültürümüz için ne kadar önemli olduklarını ve büyük değerler ifade ettiklerini anlamaya çalışabiliriz. Bu önemli isimler ve medfun oldukları yerler şunlardır: Halil Taybi Darende Baba Yusuf Hakiki Aksaray Akşemseddin - Beypazarı – Göynük Ömer Dede Göynük Hızır Dede Bursa Akbıyık Sultan Bursa İnce Bedreddin Darende Yazıcıoğlu Gelibolu Şeyh Lutfullah Balıkesir Şeyhî Kütahya Şeyh Üftade Bursa Aziz Mahmud Hüdayi İstanbul Muslihiddin Halife İskilip Uzun Selahaddin Bolu Somuncu Baba Hazretlerinin günümüze kadar gelen uzantıları ve yansımaları o kadar mükemmel ki Anadolu'nun her köşesinde bir parçasını bulmak ve yüreklerde hissetmek mümkündür. Âlim ve tasavvuf ehli kimseler üzerinde emeği ve etkisi bulunan Somuncu Baba Hazretleri için kültürümüzün temel taşlarından biridir diyebiliriz. Öyle ki uzantılarının günümüze kadar devam etmesi neseb-i aliyesinin halen etken olması günümüz insanları için Allah'ın bir lütfudur. Osmanlı Padişahlarından Yıldırım Bayezid Han zamanında yaşayan bu asil Seyyid, Bursa Ulu Camii’nin açılışına katılan önemli bir gönül dostu, Hakk erenidir. Anadolu’yu maneviyatıyla aydınlatan Somuncu Baba’nın hizmet ve hoşgörü anlayışını çağımıza yansıtan, ismiyle müsemma bir yapıya sahip olan derginin bıraktığı izler bugün kendisini hissettirmektedir. Yayına başladığı ilk sayılarından itibaren Dergimiz, özellikle Darende Vakıfları, tarihi ve kültürü ile Somuncu Baba hakkındaki yayınlarla, bugün araştırmacılarca kaynak olarak gösterilmekte ve önemli bir boşluğu doldurmaktadır. Yurdumuzdaki bütün gazete bayilerinde ve seçkin kitapçılarda bulunan dergimizde; kültür, edebiyat ve araştırma konuları işlenmekte sanat edebiyat ağırlıklı eserlere yer verilmektedir. Vakıf kurucumuz Osman Hulûsi Efendi’nin Divan edebiyatına karşı olan özel ilgisi sebebiyle dergimiz, edebiyatımızın has bahçelerinden gül güzelliğinde şiirleri devşirerek şerhlerle, tahlillerle günümüz okuyucusunun anlayacağı şekilde, divan şiirinin sevdirilmesini amaçlamıştır. Din-sanat ilişkisi üzerinde yaptığımız yayınlar ise, dergiciliğimizde farklı bir yer kazanmış bulunmaktadır. Dergimiz bir yandan kültür değerlerimizin hayatiyetini dikkate alarak; bayrak, vatan sevgisi ve manevi duyguları ayakta tutarken diğer yandan yaşayan Edebiyatımıza yeni eserler, yazarlar, şairler kazandırma gayreti içerisinde olmuştur. Ayrıca, derginin şimdiye kadar çıkan sayılarında milli ve manevi değerlerimize özel yer verilmiştir. Yıllardır Darende gibi kültür ve tarihi bir diyardan, daha açık bir ifade ile; Otuz Yapraklı Gül Şehri’nden yayınlanması hasebiyle, yaşadığımız coğrafyanın bugününden geçmişine ve geleceğine köprüler kurmakta, kültürel, tarihi ve sanat kayıtlarını tutmaktadır. Dergimiz kendine güvenen, ne söylediğini bilen bir çizgide yoluna devam etmektedir. Yıllardır göz dolduran makaleleriyle farklı bir yere sahip olan Somuncu Baba Dergisi bir kültür çağlayanı, bir edebiyat pınarıdır. Dergimizin yazar kadrosu, kendi sahasında ehli kalem, kariyer sahibi ve edebi çizgisiyle yayın dünyamızın yakından tanıdığı, akademik ve edebiyat adamlarımızdan oluşturulmasına çalışılmaktadır. Her geçen gün yeni yazarlarımız dergimizde farklı konularla sizlerin karşısına çıkacaktır. Bundan sonra da çok farklı ve günümüz insanının ihtiyaçlarına göre etkin ve güncel konulardan oluşan yayın çizgimizle sizlerle olacaklardır. Somuncu Baba Dergisi bereketli Anadolu toprakları üzerinde filizlenen bir ilim ve bilgi bahçesidir. Türkiye’de yetişen şair ve yazarların edebiyat dergilerinden yetişmekte oldukları gerçeğinden hareketle, aynı zamanda bir mektep bir okuldur diyebiliriz. İlmi kariyere sahip edebiyatçı ve yazarlar, araştırmaları ile dergiyi yıllardır beslemektedirler. Edebiyatımıza gönül veren kalemlerin güzel kelamlarıyla süslediği yazıları, bu toprağın evlatlarının gönül pınarından inci taneleri gibi dökülen şiirler, dergi sayfalarında ebedileştirilmiştir. Hâl böyle olunca, samimi duyguların ve hizmete matuf gayretlerin ürünü olarak Somuncu Baba Dergisi, siz kıymetbilir okuyucuların desteğiyle yaşatılmakta, her geçen gün hak ettiği yere gelmektedir. Her sayısında okuyucusuyla samimi duygularla, gönül birliğini yakalayan dergimiz, kendi çizgimize özgü yeni kapak ve tasarım çalışmalarıyla gözlere güzellik, gönüllere hoşnutluk veren bir çağlayanın akışı gibi kültür dünyamızdaki çağlayışına devam edecektir. Gelişen her şeyin güzelliğini kavrayarak, daima kendini yenileyen, dergiyi geliştirmeye bilgi ve donanım açısından katkı yapmaya, alıp okumaya çalışmak bu samimi faaliyete yapılabilecek en büyük katkıdır. İnsanları bir araya getiren kardeşliği tesis eden, samimi duyguların merkezinde sevgi, saygı ve hoşgörü vardır. ESERLERİ Somuncu Baba, zâhirî ve bâtınî ilimlerdeki derin bilgisine rağmen, çok az eser vermiş veya çok az eseri bize ulaşmış bir alim kişidir. Onun fazla eser vermiş olmaması, daha evvel işâret ettiğimiz melâmet meşrebinden de kaynaklanmış olabilir. Nitekim onun yanında yetişmiş bulunan ve halifesi olan Hacı Bayram Veli de, müderris olmasına rağmen eser yazmamış ve hatta Muhammediyye müellifi halifesi Yazıcıoğlu, eserini kendisine takdim ettiğinde, “Mehmet, bununla uğraşacağına bir gönül haketseydin; bir gönle girip onun terbiyesiyle meşgul olsaydın, daha iyi olmaz mıydı?” diyerek kendi düşüncesini de dile getirmiştir. Bu zikredilen hakikata rağmen, Somuncu Baba’nın bize kadar ulaşan Şerh-i Hadis-i Erba‘în, Zikir Risalesi, Silâh’u-l Mürîdîn eserleri mevcuttur. Şeyh Hamid-i Veli Hazretlerinin soyu Darende'de; Halil Taybi ile günümüze kadar devam etmektedir. Prof. Dr. Ahmet Akgündüz "Arşiv Belgeleri Işığında Somuncu Baba ve Nesebi Alisi" adlı eserinde arşiv kayıtlarına dayanarak Şeyh Hamid-i Veli Hazretlerinin nesebi, nesli ve kabri şerifi hakkında genişçe bilgiler vermektedir. Şeyh Hamid-i Veli neslinden büyük devlet adamları, âlim ve fâzıl zatlar yetişmiştir. Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi de bunlardan birtanesidir. TAVSİYELERİ Arkadaşlarıma ve Yolumuzdan Gidenlere Tavsiyelerim Gizli ve aşikâr her yerde Allah'tan korksunlar. Az yesinler, az konuşsunlar, az uyusunlar. Avamın arasına az karışsınlar. Tüm masiyet ve kötülüklerden uzak dursunlar. Daima şehvetlerden kaçınsınlar. İnsanların elindekilerden ümitlerini kessinler. Tüm zemmedilmiş sıfatları terk etsinler. Övülen sıfatlarla süslensinler. Şiir ve şarkı (günaha götürüyorsa) dinlemekten kaçınsınlar. Ayrı bir görüşle, kendini cemaatten ayrı bırakmasınlar. Aç olarak ölseler bile şüpheli hiç bir lokmayı yemesinler. Şiirleri: Biz Ol Uşşak-ı Serbazız Biz ol uşşak-ı serbazız Akıl rüşd bize yar olmaz Mey-i aşk ile sermestiz Bize hergiz humar olmaz Diriyiz daim, ölmeyiz Karanularda kalmayız Çürüyüp toprak olmayız Bize leyl ü nehar olmaz Bizim illerde ay ü gün Sebat üzre durur daim Televvün erişip ona Gehi bedr ü hilal olmaz Bizim gülşendeki güller Dururlar taze solmazlar Hazan olup dökülmezler Zemistan ü bahar olmaz Şarab-ı aşkı çün içtik Feragat mülküne göçtük Yanıp aşkınla tutuştuk Bize tahrik ü tar olmaz Ereliden şems nuruna Vücudum zerreden katre Ne katre ayn-i bahar oldu Ona k'ar ü kenar olmaz Bırak ey Hamida varı Görsem desen sen ol yarı Göricek ol tecellayı Ondan özge kemal olmaz Senden Dolu İki Cihan Senden dolu iki cihan Oldum zuhurundan nihan Ger bulayam seni ayan Ya Rab n'ola halüm benüm Dilde kanaat olmaya Züht ile taat olmaya Senden hidayet olmaya Ya Rab n'ola halüm benüm Şol gün ki mizan kurula Hak kapusunda durula Halayık oda sürüle Ya Rab n'ola halüm benüm Ağlarım işte zar ile Kaldum diriğ ağyar ile Bilişmedim sen yar ile Ya Rab n'ola halüm benüm Hamidi'nin gözü yaşı Doldurur dağ ile taşı Bilmem n'idem garip başı Ya Rab n'ola halüm benü