21 Temmuz 2011 Perşembe

AH! KEŞKE ÖMRÜM ONA HİZMET ETMEKLE GEÇSEYDİ!

http://sabrikontek.azbuz.com :}Geçmişte yaşamış büyük sofiler, mürşide intisap eden birini ağaca benzetirler. Ağaç, sonbaharda yapraklarını dökmeden yeni yaprak açmaz. İşte, Allahu Zülcelal'in yolunda ilerlemek, sırlara vakıf olmak isteyen talibe, ilk lazım olan, getirdiklerini dışarıda bırakmaktır ki mürşid onu bir nakkaş hüneriyle nakşedebilsin ve aklını fikrini duygularını, sırlarla bezeyebilsin. Seyda Hazretleri: "İnsanın yapısında aşırı merak vardır.

Bulunduğu ortamda gördüğü ve göremediği her şeyi inceleme ve anlama dürtüsü, insanı bazen iyi şeyler keşfetmeye yönlendirirken, bazen de hiç yapmaması gereken şeyleri yapmasına da sebep olur. Etrafına merakla bakan insan, diğer insanları da merak etmeye başlar ve artık diğer insanları incelemeyi adet haline getirir. İşte, insanın merakı devamlı olarak mürşidinde ve Resulullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin yolunda olmalıdır" derdi.

Kaç cilt kitap okusak, bu cümleyi anlayabilmek, idrak edebilmek noktasına gelebiliriz ki?... Evet, kişi etrafına eğer hüsnü zan ile bakar ve incelerse baktığı kişiden örnekler alır ve kendi hayatına eklemeler yapabilir.

Yine Seyda Hazretleri sık sık: "Kendi kendimizin casusu olalım" derdi. Yani her zaman kendi hatalarımızı arayalım. Tüm gözlerin bir diğerinin dedektifi olduğu şu asırda, ne kadar da önemli bir nasihat...

"Kişi kendi kusurlarının casusu olursa diğer arkadaşlarının kusurlarını göremez. Bir adam Davudu Tahi kuddise sirruhu ile on yıl beraber yaşamış. On yılın sonunda; 'Ya Davud, bende gördüğün kusurları ve eksiklikleri bana söylesen de ben de ona göre kendimi düzeltsem' demiş. Davudu Tahi ona bakmış: 'Ben devamlı olarak kendi kusur ve hatalarımla meşgul olmaktan, şimdiye kadar sende ne bir eksik nede bir kusur görebildim' diye buyurmuş" demişti Seyda Hazretleri...

Seyda hazretlerine baktığınızda...

Kendi nefsime baktığımda, "Ne zaman içimdeki benlik lekelerini dökeceğim" diye düşünür dururum. Oysa Seyda Hazretlerine baktığınızda, kendi hayatından birkaç örnek dinlediğinizde, bu yolda mürşide teslimiyetin ve muhabbetin, insanı hangi zirvelere getirebildiğini anlamayabilirsiniz.

Menzil'de, Muhammed Raşid Hazretleri zamanında, Seyda Hazretlerinin edeb, hayâ ve rikkati dilden dile dolaşırdı. Onun Muhammed Raşid Hazretleri karşısında gösterdiği değergamlık, menkıbeler haline geliyordu.

Aradan yıllar geçmiş Seyda Hazretleri, Muhammed Raşid Hazretlerinin yeşerttiği mana ikliminde tüm yapraklarını yeşertmiş ve ledün havuzundan kana kana içmiş bir durumda idi. Ama hala Muhammed Raşid Hazretlerine olan hasretini ve hürmetini her zaman dile getiriyordu.

Zaman zaman bunu defaatle dile getirir. "Keşke ömrümüz Seyda Hazretlerine hizmet ederek geçse idi" der iç çekerdi.

Büyük âlim Abdullah b. Mubarek radıyallahu anhu, "Bizler daha çok ilme değil, daha fazla edebe muhtacız" diye buyuruyor. Seyda Hazretleri de, "Allah yoluna giren için ana sermaye edeptir. Edebi olmayanın, Allah yolunda elde edeceği hiç bir şeyi yoktur" buyurmuştu.

İşte, bu edeb ve teslimiyet ki, kendisini hala bu gün, dünyada gönüllere sultan olmuş bir halde iken bile; "Keşke ömrümüz Muhammed Raşid Hazretlerine hizmet etmekle geçse idi" dedirtiyordu.

Her sanatı öğrenmek için ustasına başvurmak, sabırla gayretle azimle yanında zaman geçirmek ve sanatı öğrenmeye çalışmak gerekmez mi?

İşte Seyda Hazretleri, edeb sanatının en güzide ustalarından birisi. Onun yanında olduğunuz her an, insanlığınızın eksik yanlarını fark edersiniz. Hayata bakış açınız değişir...

Gözleri ışıldayarak konuşan, etrafına adeta enerji ve ışık saçan, almaktan çok vermeyi tercih eden, kendini dinletmekten çok başka insanları dinlemeyi amaç edinmiş, bağıra çağıra değil de ipeksi, yumuşak bir ses tonuyla konuşan, insanın içine huzur veren birisi...

'Seyda, Sahabe gibi yaşıyor'

Bir âlim Seyda Hazretlerini ziyarete gelmişti. Seyda Hazretleri ile bir müddet sohbet etti ve bir gece de dergâhta kaldı. Bir gün sonra, muhteremi yolcu ederken bize dönerek: "Sizler ne kadar şanslı ve Allah'ın seçilmiş kullarısınız ki Seyda Hazretleri kendine ve size (adeta) Sahabe hayatı yaşatıyor. Vallahi ben Seyda hazretlerine bakıyorum sahabeleri görüyorum. Sizler, Sahabe velilerisiniz, ne mutlu maşaallah, subhanellah" diyerek gidiyordu.

Seyda Hazretlerinden öğrendiğim en önemli şeylerden biri, kendimizi ve insanları sevmenin yaşamı ne kadar sihirli bir bahçe haline getirdiğidir. Çünkü o, Resulullah sallallahu aleyhi vesellemin ahlakı ile yaşıyor ve Muhammed Raşid Hazretlerine duyduğu teslimiyet ve edeb, bir an olsun kendi üzerinde etkisini yitirmiyordu...