12 Şubat 2014 Çarşamba

Eden Bulur!

Buhara kentinde geçimini evlere su taşımakla sağlayan bir sucu vardı. Bu adam otuz senedir bir kuyumcunun evine su taşımaktaydı. Bu kuyumcunun iffetli, örtünmeye çok dikkat eden, dindar, zarafet sahibi ve güzel bir hanımı vardı. Bu sucu yine âdeti üzerine kuyumcunun evine geldi. Su kuyusu hemen evin kapısındaydı. Kuyumcunun karısı da evde öğle uykusu için uzanmakta idi. Sucu eve girip kadına yaklaştı, elinden tutup okşadı ve biraz sıktıktan sonra bırakıp gitti. Kadın akşam olunca çarşıdan gelen kocasına: — Bana doğruyu söyle, bugün çarşıda Allah’ın (c.c) hoşlanmayacağı hangi şeyi yaptın? diye sordu; kocası: — Ben hiçbir şey yapmadım, dedi. Karısı: — Eğer bana doğruyu söylemezsen bu evde kalmam; bir daha ne sen beni görürsün, ne de ben seni, dedi. O zaman kocası: — Tamam, o zaman dinle! Bugün dükkânıma bir kadın geldi. Ben ona altından bir bilezik yaptım. O bana elini uzattı, ben de bileziği koluna taktım. Teninin beyazlığı ve bileğinin inceliği çok hoşuma gitti; elini tuttum, sıktım ve okşadım, dedi. Karısı: —Niçin böyle bir şey yaptın? Otuz senedir bizim evimize su taşıyan o adamdan bu güne kadar hiçbir hıyanet görmemiştik. Bugün benim elimi tuttu, sıktı ve okşadı, dedi. Kocası: — Ey kadın! Yaptığımdan pişmanım; beni affet, hakkını helal et! dedi, Karısı: — Efendi! Allah (c.c) sonumuzu hayra ulaştırsın, dedi. Ertesi gün olunca sucu geldi ve kendisini kadının önüne atarak topraklar içinde dövünmeye başladı; kadına: — Ey hanım efendi! Bana hakkınızı helal edin; şeytan beni aldattı ve saptırdı, dedi. Kadın: — Sen işine bak, yoluna git! Zira bu hata senden değil, kuyumcu olan kocamdan kaynaklandı. Allah (c.c) dünyada iken kısas yaparak ona cezasını verdi; dedi.