13 Haziran 2008 Cuma

Allah' a Kulluk


http://sabrikontek.azbuz.com http://sabrikontek.blogcu.com http://sabri28kontek.sitemynet.com :// Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, cennetlerde ve ırmakların başındadırlar. (Onlara) "Selametle, güven içinde girin!" denilir." (Hicr; 45-46)

Allah-u Zülcelal başka bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "Ne yerde, ne gökte zerre ağırlığınca bir şey Rabbinden uzak (ve gizli) kalmaz. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü de hariç olmamak üzere (hepsi) muhakkak apaçık bir kitapta (yazılı) dır." (Sebe; 3)

Dünyada ister günah olsun, isterse sevap olsun her ne yapmışsak, kıyamet gününde zerre kadar kaybolmamak şartıyla karşımıza çıkacaktır. Peki kıyamet gününde Allah-u Zülcelal tarafından kendisine: "Selametle, güven içinde (cennete) girin!" denilmesini kim istemez? Herkes ister. Ama sadece istemek doğru değildir. Onunda bazı şartları vardır. Nasıl dünyadaki bazı nimetleri elde etmek için istemek yeterli gelmeyip, çaba göstermek gerekiyorsa; ahiretin nimetlerini kazanmak içinde yalnızca istemekle kalmayıp, biraz çaba göstermek lazımdır. Bizden önceki insanlarda Allah-u Zülcelal'in kuluydular. Allah-u Zülcelal'in yanındaki nimetlere öyle meraklıydılar ki, gece gündüz hiç akıllarından çıkmıyordu.


Anlatıldığına göre, bir gün birkaç alim, Rabia-i Adeviyye'nin yanına gitti ve ona: "Neden evlenmiyorsun?" diye sordular. Rabia-i Adeviyye onlara şöyle dedi:"Benim üç büyük derdim var. Bunların sıkıntısından kolayca kurtulmamı garanti ederseniz, o zaman evlenirim. Birincisi: "Acaba ben son nefesimde imanımı kurtarabilecek miyim?" O kimseler: "Biz bu sualin cevabını söylemekten aciziz." dediler. Rabia-i Adeviyye tekrar:"Kıyamet gününde amel defterimi sağ tarafımdan mı, yoksa sol tarafımdan mı verecekler?" diye sordu. O kimseler bu soruya da:"Biz bu sualin cevabını söylemekten aciziz." dediler. Rabia-i Adeviyye tekrar:"Herkesin hesabı görüldükten sonra bir grup cehenneme ve bir grup cennete giderken, acaba ben hangi grupta bulunacağım?" diye sordu. O kimseler şaşırarak:"Biz bu sualin cevabını da söylemekten aciziz." dediler.

Bunun üzerine Rabia-i Adeviyye onlara şöyle dedi:"O halde önümde böyle dehşetli günler varken ve bu günlere hazırlanmak elbette lazım iken, evlenmeyi nasıl düşünebilirim!"


İşte herkes böyle olmalıdır. Rabia-i Adeviyye'nin bu hali herkes için büyük bir derstir. Eğer bunları dünyada biraz olsun düşünmeyip, önümüze her geleni yaparsak, kıyamet gününde perişan oluruz. O gün pişmanlık günüdür. O gün herkes pişman olacak ama o gün pişmanlık da fayda vermez.

Hiç yorum yok: