7 Şubat 2008 Perşembe

Cemaatle Namazın Faydası

"Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi derece daha faziletlidir." (Nesai, Ebu Davud) Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) bir çok hadislerinde namazların cemaatle kılınmasını emretmiş, münferit kılmak için ruhsat isteyenlere sıkı şartlar altında ruhsat vermiştir. Nitekim âmâ olan adam, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'e hitaben; "Ey Allah'ın Resulü! Beni mescide götürecek bir kılavuzum yoktur." diyerek, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'den mescide gelmemek ve evinde kılmak hususunda müsaade istedi. Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'de kendisine müsaade etti. Fakat adam dönüp giderken onu çağırarak; "Ezanı duyuyor musun?" diye sordu. Adam da; "Evet" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem); "O halde davete icabet et." buyurdu. (Müslim) Ebu Hureyre (Radıyallahu Anh)'den rivayetle Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyurmuştur; "Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, ateş yakılması için odun toplamayı emretmeyi, sonra da namaz için ezan okunmasını, daha sonra bir kimseye emredip insanlara imam olmasını, sonra da cemaatle namaza gelmeyenlere gidip evlerini yakmayı düşündüm." (Buhari, Müslim) İbn Mes'ud (Radıyallahu Anh)'dan rivayetle Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyurmuştur; "Her kim ahirette Allah-u Teala'ya müslüman olarak kavuşmak isterse şu namazlara devam etsin Nerede çağrılırsa (ezan okunursa orada hemen cemaate koşsun)." (Müslim, Ebu Davud, Nesâi) Sonra ibn Mes'ud (Radıyallahu Anh) şöyle devam etti; "Şüphesiz Allah sizin peygamberinize Sünen-i Hüda (doğru yollar) meşru etti. Bu namazlarda Sünen-i Hüdadandır. Eğer siz cemaatten geri kalıp evinde kılanlar gibi, evlerinizde kılsanız elbette Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'in sünnetini (yolunu) terketmiş olursunuz. Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'in sünnetini terkedince de elbette sapıtmış olur sunuz. Her hangi bir kişi güzelce abdest alır da şu camiilerden birine gitmeyi kasd ederse mutlaka Allah-u Teala o kişiye attığı her adıma karşılık bir hasene yazar, onu bir derece yükseltir ve bir günahını siler. Biz müslümanlar olarak bu namazları cemaatle kılardık, şüphesiz ben bizi şu halde görürdüm ki, cemaatten ancak münafıklığı belli olanlar geri kalırdı ve yine muhakkak ki, bir adam kendi başına cemaate gelemediğinden iki kişiye dayanarak getirilir, safa dikilirdi." (Müslim, Ebu Davud, Nesai) Görüldüğü gibi Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) bir çok hadis-i şeriflerde namazların cemaatle kılınmasını emretmiştir. Dinimiz cemaate çok ehemmiyet vermiş ve müslümanların cemaat ve birlik olmalarını teşvik etmiştir. İnsanın nefsi ile arasındaki ilişki, ticari ortaklığa benzer. Nasıl ki ortaklar her işten sonra birbirleriyle hesaplaşır, kar ettiklerinde de birbirlerini daha iyisi için teşvik ederlerse, mü’min de ticaret ortağı gibi her akşam nefsiyle hesaplaşmalıdır. Allah-u Zülcelal’in razı olduğu bu salih ameli yaptığından dolayı ona, haşr, mizan ve sırat köprüsünden başarıyla geçeceğini, Allah-u Zülcelal’in kullarına karşı çok lütufkar olduğunu (Şura; 19) ve cennet ni’metlerini hatırlatıp daha iyisini yapması için teşvik etmelidir. Tevfik verip lütufta bulunduğu içinde Allah-u Zülcelal’e hamd ve şükür etmelidir.

Hiç yorum yok: